May222008

İşte Laptop Teknolojisinin Geldiği Son Nokta

Yazar: Gökhan ÖZİÇ Yayınlanma Saati: 21:27
Kategori(ler): Teknoloji

       Eskiden laptop teknolojisi oyun oynamaya elverişli değildi. Hem kullanıcı, hem de üretici için ısınmaları, işlem kapasiteleri, ekran kartlarının laptoplara entegre edilmesi birer dertti. Masaüstü bilgisayarlardaki hızlara erişmek ise inanılması güç bir hayaldi. Ne varki laptop teknolojisinin geldiği son noktayı az önce okudum ve bunu sizlerle paylaşmak istedim. Dünyanın önde gelen laptop markalarından ASUS, yeni seri laptoplarını duyurmuş. G70, U2 ve M70. İşte resimlerle bu yeni laptopların özellikleri: ASUS G70:        ASUS’un oyuncular için özel olarak tasarladığı G Serisi dizüstü bilgisayarların yeni modeli G70, tasarımının yanı sıra, güçlü grafik ve performans özellikleri ile ilgi çekiyor. G70 üzerinde SLI modunda çalışan çift GeForce 8700M GT grafik işlemcisi yer alıyor. Toplamda 1GB’lık grafik belleğine sahip ASUS G70, 17″ ekrana sahip ve 1920×1200 çözünürlüğü destekliyor. Çift sabit disk ve 8GB’a kadar sistem belleği desteği veren G70, ek olarak bütünleşik Altec Lansing® stereo hoparlörler, subwoofer, bütünleşik TV tuner, uzaktan kumanda ve bütünleşik web kamera özellikleri ile de tüm multimedia uygulamalarından maksimum keyif almanızı garanti ediyor. ASUS M70:        İlk olarak CES 2008’de duyurulan bir diğer dizüstü serisi olan yeni ASUS M Serisi multimedya notebooklar, dünyanın 1TB sabit disk kapasitesi sunan ilk taşınabilir bilgisayarları olma özelliği taşıyor. Hitachi’nin 500 GB’lık 2.5″ Travelstar 5K500 disklerinden 2 adet bulunan M70 modeli bu sayede benzersiz depolama kapasitesi sunuyor. ASUS U2:        Gözalıcı tasarım özellikleri ile öne çıkan ASUS U2’nin en önemli özellği yüksek sağlamlık sağlayan 32 GB’lık solid state disk kullanıyor olması. Bu sayede özellikle darbelere karşı maksimum güvenilirlik sağlıyor. 11” ekran genişlğine sahip U2’nin bir diğer özelliği de çok az enerji harcıyor olması. Ek olarak U2’nin LCD panelinde bütünleşik olarak bulunan ve dünyanın en küçük lenslerinden birine sahip olan yüksek kaliteli web kamera yüz tanıma özelliği sunuyor. Özel ASUS Smartlogon yazılımı ile kullanıcının yüzü U2 tarafından tanınıyor ve böylece başka kişilerin bilgisayara erişimi engellenebiliyor.        Laptop teknolojisi bu gidişle masaüstü performansını yakalayacağa benziyor. Tabii bu kadar mükemmel özelliklere sahip olan laptopların fiyatları ne olur... İşte orası sizin hayal gücünüze kalmış. Alıntıdır: http://teknoloji.pclabs.gen.tr/asus/?p=151

Etiket(ler): ,



[KickIt] [Dzone] [Digg] [Reddit] [del.icio.us] [Facebook] [Technorati] [Google] [StumbleUpon]

E-mail | Permalink | Trackback | Yazı RSSRSS comment feed 0 Yorumlar

Nis132008

İlk Ciddi Projem - C Dilinde BLACKJACK

Yazar: Gökhan ÖZİÇ Yayınlanma Saati: 13:43
Kategori(ler): C / C++ | Proje

       Okula başlayalı 1 yıla yakın oldu ama hala elimde elle tutulur, ciddi bir proje yoktu. Okulda bizlere verilen lab ödevlerini yapıyordum ama bunlar en fazla 20 satırdan oluşan kod dizeleriydi. Daha fazla satırdan oluşan kod dizeleriyle yapılımış bir proje ile uğraşmak istiyordum. Çünkü satır sayısı arttıkça kodu karıştırma ve  satırların birbiriyle olan kurgusunu tam olarak düşünememe olasılığının fazla olduğunu biliyordum ve bunu tecrübe edinmek istiyordum. Bir kart oyunu yapmaya karar verdim. BLACKJACK. Ve şimdi de sizlerle oyunumun bitmiş halini paylaşıyorum.  Şu anki mutluluğumu anlatamam tabii. İlk defa bir proje ile uğraştım ve tamamı bana ait. Oyunun yapımı esnasında kullanılan kodların tamamı bana aittir ve hiçbiryerden "copy-paste" yapılmamıştır. Kısaca yaptığım oyunu sizlere tanıtyım. Blackjack kısaca şöyle bir oyun: Blackjack nedir?   Blackjack oyununun temel amacı 21'i geçmeden 21'e daha yakın sayıyı bulmak için uğraşmak.   Oyun kağıt dağıtıcısının her oyuncuya iki kart dağıtmasıyla başlar.   Kendisine aldığı kağıtları ise biri açık biri kapalı olmak üzere masada bırakır.   Onlular, Vale, Kız veya Papaz'lar 10, As'lar ise tercihe göre 11 veya 1 olarak sayılır.   Diğer kartlar üzerinde yazılan değerden işlem görür. Oyuncular her defasında 21'e daha fazla   yakınlaşmak için ek kart talep edebilir. Ta ki "Bust" adı verilen 21'i aşma durumuna kadar.   Bu durumda oyuncu kaybetmiş olur. Oyuncunun kartlarının değeri Kasa'nın kartlarının değerinden,   21'e daha yakınsa oyuncu kazanır. Doğal olarak tam tersi durumda da kaybeder.   Toplamların aynı olmasında stand-off olur ve oyun "push" ile sonuçlanır yani kimse kazanamaz. Kasanın   eli toplamı 16 olduğu andan itibaren kasa yeni kart çekemez.        Açıklamada da belirtildiği üzere blackjack'te amaç 21'e en yakın eli elde etmek. Oyunumu ilk çalıştırdığınızda bir karşılama ekranı gelecek. Burayı herhangi bir tuşa basarak geçiyoruz. Daha sonra ise start-quit menüsüyle karşılaşacaksınız. Burada başlamak için "s", çıkmak için ise "q" tuşlayın. "s" tuşladığınız an  eller dağıtılacak ve görüntü karşınıza gelecektir. Kasanın  limiti  1000YTL, sizinki ise 100YTL'dir. Oyunda her el dağıtıldığında bahse masa potu olarak sizden ve kasadan birer YTL yatırılacaktır. Kasanın bir kartını görebiliyorken diğerini göremeyeceksiniz. Şu an karşınızdaki ekranda sizin toplam paranız "player" olarak, kasanın toplam parası "bank" olarak ve toplam bahiste "bet" olarak bulunmakta. Aşağıdaki menü ise oyunu oynamanız için gerekli komutları içeriyor. Yeni bir kart çekmek istiyorsanız 1'i, bahsinizi artırmak istiyorsanız 2'yi (bunu yaptığınız anda size bahsi ne kadar artırmak istediğiniz sorulacaktır), sıranızı savmak için 3'ü, pas demek için 4'ü ve oyundan çıkmak için 5'i tuşlayın ve enter'a basın. Pas, oyundaki diğer komutlardan biraz daha farklı çalışıyor. Eğer pas derseniz, o anda bahse yatırdığınız paranın yarısını geri alabiliyorsunuz ve kartlar tekrar dağıtılıyor. 3'e bastığınızda ise sıra kasaya geçiyor. Kasa, sıra ona geçtiği andan itibaren artık kasanın kartlarını da görebiliyorsunuz. Kasanın eli toplamı 16 ve 16'dan büyük ise kasa daha fazla kart çekemiyor ve o el sonuçlanıyor. Eğer siz ya da kasa kart çekmeler esnasında 21'i geçerseniz, 21'i geçen kişi o eli kaybetmiş oluyor. Beraberlik durumunda ise o elde masada duran bahis yine masada kalıyor. Diğer el, önceki elden kalan masa bahsinin üstüne bahisler yatırılıyor ve bir elde daha fazla para kazanma şansı ortaya çıkıyor.        Oyunumun oynanışı kısaca bu şekilde. Umarım sizde oynarken, benim oyunu geliştirme sürecinde aldığım zevkin kat kat fazlasını alırsınız. Şimdi sizleri oyunumla baş başa bırakıyorum. İndirmek için tıklayın: BLACKJACK

Etiket(ler): , ,



[KickIt] [Dzone] [Digg] [Reddit] [del.icio.us] [Facebook] [Technorati] [Google] [StumbleUpon]

E-mail | Permalink | Trackback | Yazı RSSRSS comment feed 1 Yorumlar

Mar092008

RobotTürk

Yazar: Gökhan ÖZİÇ Yayınlanma Saati: 13:47
Kategori(ler): Robot | Teknoloji

     Yıl 1999. Türkiye büyük bir facia ile karşı karşıya kaldı. 7.4 büyüklüğünde bir deprem bütün her şeyi sildi süpürdü. Zarar gören iletişim altyapısı yüzünden iletişim gerçekleştirilemiyordu. Bu iletişim bozukluğu 5 gün boyunca devam etti. Tam 40.000 vatandaşımız bu felakette can verdi. O zaman meydana gelen bu iletişim aksaklığını gidermek için ise günümüzde çok özel bir proje hazırlandı. RobotTürk. RobotTürk; Oğuz BAYRAKDAR ile Ömer ÇELİK’in geliştirdiği bir iletişim sağlama ve arama-kurtarma robotudur. Robot bir helikopter olan RobotTürk ile, iletişim altyapısının çalışmadığı durumlarda, canlı olarak bölgeden görüntü almak mümkün. Üzerindeki kamera sayesinde 40 km gibi bir mesafeden görüntü alınabiliyor. Microsoft Robotic Studio sayesinde yer istasyonundan gönderilen emirleri uygulayabiliyor. Bunun yanında yer istasyonlarında kullanıcı; robota Microsoft Virtual Earth üzerinden yeni bir hedef gösterip robotu oraya yönlendirebiliyor. Yurtdışında da büyük yankı uyandıran bu projenin çalışmalarında Emrah YILMAZ da bulundu. Böyle bir çalışma ülkemiz adına harika bir gelişme. Ömer ÇELİK, Oğuz BAYRAKDAR ve Emrah YILMAZ’ı kutluyorum. Harika bir iş başardılar. Daha fazla bilgi için:  http://roboticsnedir.com/blogs/robotturk/pages/robotturk-with-msrs-saving-life.aspx   Yurtdışında RobotTürk ile ilgili çıkan haberler: http://www.news.com/8301-10784_3-9880957-7.html?tag=blog.1 http://nogginswap.com/cs/blogs/pcpartfinder/archive/2008/02/27/roboturk-helicopter-to-aid-disaster-recovery.aspx http://newsbreak.com.au/search.ac?relkey=a1056739 http://northloop.14gram.com/roboturk-helicopter-aid-disaster-recovery http://www.microsoft.com/presspass/events/HHHlaunch/gallery.mspx http://blogs.msdn.com/msroboticsstudio/archive/2008/02/27/robotturk-disaster-emergency-video-system.aspx http://www.itbusiness.ca/it/client/en/home/News.asp?id=47326

Etiket(ler):



[KickIt] [Dzone] [Digg] [Reddit] [del.icio.us] [Facebook] [Technorati] [Google] [StumbleUpon]

E-mail | Permalink | Trackback | Yazı RSSRSS comment feed 0 Yorumlar

Mar082008

Sözlük mü? Bildiğimiz sözlük mü?

Yazar: Gökhan ÖZİÇ Yayınlanma Saati: 23:36
Kategori(ler): Teknoloji

         “Sözlük” dendiğinde hepimizin ilk aklına gelen, farklı dillerin kelimelerinin birbirlerine göre karşılıklarının bulunabildiği; ya da aynı dil içerisindeki kelimelerin geniş anlamlarının bulunduğu kaynaktır. Ama, ülkemizde öyle bir sözlük var ki bilinen sözlük anlayışının üzerine çıkıp Türkiye’de herkesin fikirlerine önem verdiği bir sanal platform haline gelmiştir. Evet, tahmin edeceğiniz üzere Ekşi Sözlük’ten bahsediyorum. Bugün gazete okurken Ayşe Arman’ın bir röportajına rastladım ve paylaşmak istedim. Röportaj Ekşi Sözlük’ün yaratıcısı Sedat KAPANOĞLU ile yapılmış. Kendisi şu anda Microsoft’un Seattle’deki Windows Yazılım ekibinde çalışan bir yazılım mühendisi. Üniversite mezunu değil. ÖSS’nin ona göre olmadığını ve bundan dolayı da üniversiteye girmediğini söylüyor. Daha sonra bir vakıf üniversitesini kazanmış ama o sırada da çalıştığı için devamsızlıktan atılmış. Yazılım tutkusu onda daha çocukken başlamış. İlkokuldayken abisinin okuduğu okuldaki bilgi işlem labaratuvarına birlikte giderlermiş. Burada o da program yazmaya çalışır ve başarırmış. Hocalar dahi onun program yazabildiğine inanamazmış. Bu tutkusu onda giderek artmış ve kendini geliştirmiş. Üniversite mezunu olmamasına karşın yazılım konusunda profesyonelleşmiş. Buna karşın üniversite mezunu olmadığından dolayı pişman olduğunu da sözlerine ekliyor. İşin kolayı varken, zor yoldan yapmaya çalışmak, Üniversitede hocaların hazır öğrettiği şeyleri, kendi kendine öğrenmek zorunda kaldığını söylüyor. Bunun, şu an bulunduğu noktaya gelebilmesinin daha uzun sürmesine neden olduğunu ve daha zahmetli hale getirdiğini söylüyor. Microsoft’a nasıl kabul edildiniz sorusuna ise şu şekilde cevap veriyor: “Microsoft bildiğiniz şirketlere benzemiyor. Diplomaya değil, yeteneğe ve potansiyele bakıyor. Ama burada da işe girmek kolay değil. Microsoft’a girebilmiş olmam, tamamen yazılım geliştirmeye beslediğim kişisel tutkuyla alakalı.” Çocukken bilgisayar yazılımına duyduğu ilgiyi normal bir şey olarak tanımlıyor. Resme ya da müziğe ilgi duymaktan çok da farklı sayılmadığını; hayal gücünüzü, somut bir esere dönüştüren enstrümanın bilgisayar olduğunu söylüyor. Herkesin yaptığını istemeyen biri Sedat KAPANOĞLU. Aynılaşmayı sevmiyor. Farklı şeyler denemekten zevk alıyor. Ekşi Sözlükte bu şekilde doğmuş. İlk başlarda bir geyik olarak yapılmış sözlük. Daha sonra internetin yaygınlaşmasıyla yayılmış. Başlarda arkadaşlarını davet etmiş ve onlar da kendi arkadaşlarını ve site çığ gibi büyümüş. Bilgisayarcıların en büyük sıkıntısının sürekli masa başında oturmaktan dolayı sırt problemleri çekmesi ve kilo sorunu olduğunu vurguluyor. Mouse ve klavye kullanmanın da, tendon zedelenmesi gibi sorunları getirdiğini söylüyor. Sağlığa özen göstermek ve sporu ihmal etmemeyi tavsiye ediyor. Sedat KAPANOĞLU benim de çok taktir ettiğim bir yazılım mühendisi. Ekşi sözlük sanal dünyaya açılmış yeni bir kapı ve gerçekten de farklı bir proje. Bu kadar insanı ve bu kadar farklı görüşü bir arada sunabilen; bunu da kavga, gürültü olmadan; herhangi ciddi bir olay yaşanmadan sunabilen bildiğiniz başka bir platform daha var mı? (Ufak tartışmalar tabii ki oluyor ama saygı sınırı çerçevesinde. Bunlar da sitenin moderatörleri tarafından sürekli kontrol ediliyor ve kanunsuzluk, ya da hakaret içermediği taktirde yayımlanıyor.) Ekşi Sözlük, internete ve fikir paylaşımına yeni bir soluk getirdi. Umarım ülkemizde böyle projeler üretilmeye devam eder. Bu yazı dizisini okumanızı tavsiye ederim. (Hürriyet gazetesi-Cumartesi eki) 

Etiket(ler): ,



[KickIt] [Dzone] [Digg] [Reddit] [del.icio.us] [Facebook] [Technorati] [Google] [StumbleUpon]

E-mail | Permalink | Trackback | Yazı RSSRSS comment feed 0 Yorumlar

Mar032008

2. MEB Robot Yarışması

Yazar: Gökhan ÖZİÇ Yayınlanma Saati: 22:36
Kategori(ler): Robot | Teknoloji | Yapay Zeka ve Robotik Kulübü

       2. MEB Robot Yarışması 27-28 Şubat 2008 tarihleri arasında Başkent Öğretmenevi'nde gerçekleştirildi. Serbest kategori, çizgi izleyen robot kategorisi ve temalı robot kategorisi mevcuttu. Temalı robot kategorisinde tema "İstanbul'un Fethi" idi. Bende bir kaç arkadaşım ile beraber Çankaya Üniversitesi'ni temsilen, Yapay Zeka ve Robotik Kulübü'nün serbest kategori için hazırladığımız projesiyle yarışmaya katıldık. Projemiz aslen 3 yıldır kulübün aktif olarak geliştirmeye çalıştığı bir projeydi. Biz ise birinci sınıf olduğumuz için ancak bu sene dahil olabildik ve bu seneki çalışmalarda görev aldık. Yarışmaya katıldığımız "Kaşif" isimli robotumuz NASA'nın gezegen araştırmalarında kullandığı explorer robotların (NASA'nın Mars'a veya diğer gezegenlere keşif ve araştırma amacıyla gönderdiği robotlar) bir prototipiydi. Ronotumuzun gövdesi alüminyumdan yapıldı. Şasisi özel olarak tasarlandı ve prototip anlayışına uygun hale getirilmeye çalışıldı. Robotu hareket ettirmek için dakikada 12 devir yapan iki motor kullandık. Bu motorlar kulağınıza yavaş gelebilir ama yaptığımız robot bir araştırma robotu; bir keşif robotu ve dolayısıyla bulunduğu bölgeyi hızlı hızlı geçmesi değil daha yavaş şekilde incelemesi için bu motorları tercih ettik. Tekerleklerde paletli sistem kullandık. Böylelikle önüne çıkan herhangi bir engeli rahatça geçebilmesini sağladık. Robotun bir ucuna robot kol taktık. Bu robot kola ihtiyaç halinde çeşitli aksesuarlar takılabiliyor. Örneğin casus kamera; ya da yüzeyden örnek alınması için gerekli aparatlar. Görüntü aktarımı için ise radyo frekansıyla yayın yapan bir casus kamera kullandık. Bu casus kamera ve bir alıcı sayesinde kameranın görüntüsünü herhangi bir televizyondan izleyebiliyorsunuz. 250 metre uzaklığa kadar rahatlıkla izleniyor. Onu da ayrı bir düzeneye bağladık ve 5 saniye aralıklar ile 20 derece sağa ve sola dönmesi yönünde programladık. Böylelikle yüzeyi daha rahat inceleme şansını elde ettik. Robotu güç yönünden besleyen 12 voltluk 3.2 amperlik akünün şarjı içinse güneş panelleri kullandık. Robotumuzda 7 tane güneş paneli mevcut ve her biri 1.5 voltluk enerji sağlıyor. İçindeki GPS vericisi sayesinde robotun konumunu internet üzerinden online olarak görebiliyoruz. Bu robot için kaç kere Ulus'a gittiğimi inanın ben bile unuttum. Bu kadar zengin bir donanıma sahip robotumuzda maalesef ir arıza meydana geldi. Yarışma esnasında Çankaya Üniversitesi Yapay Zeka ve Robotik Kulübü standının önünde robotumuzu sergiliyor ve gelen izleyicilerin sorularını cevaplıyorduk. O esnada robotumuzun devrelerinden biri yandı. Üstüne üstlük daha jüriye de robotu göstermemiştik. Puanlama daha yapılmamıştı. Elimizde devrenin yedeği yoktu ve değiştiremedikte. Mecburen jüriye robotumuzu çalışmaz haldeyken sunduk. Sonraki gün robotumuzu çalışır hale getirdiysek te tekrar puanlama yapılması için jüriyi birtürlü bulamadık. Yarışmada bize soru soran izleyicilerin çoğunun "Dereceye girdiniz mi?" soruları zaten robotumuzun ne kadar iddialı olduğunu ortaya koyuyordu. TRT muhabirleri de robotumuzu beğendiler ve bizimle bir röportaj yaptılar. Ama maalesef ilk gün başımıza gelen bu aksilik yüzünden ilk 3'e giremedik. Bu da bize bir tecrübe oldu. Diğer yarışmalara daha hazırlıklı gideceğiz. Yarışmada sadece robot yoktu elbette. Bir ilkokuldan minik arkadaşlarımız da yarışmayı izlemeye geldiler. Onların arasında birtanesi vardı ki yarışmanın galibi bence oydu. Ben robotla oynarken bir de baktım karşımda yarışmayı izlemeye gelen minik arkadaşlarımızdan bir tanesi robot ne yaparsa aynısını yapıyor. Bende dayanamadım ve ortaya bu hoş video çıktı . İzlerken umarım biz standdayken güldüğümüz kadar gülersiniz.

Etiket(ler): ,



[KickIt] [Dzone] [Digg] [Reddit] [del.icio.us] [Facebook] [Technorati] [Google] [StumbleUpon]

E-mail | Permalink | Trackback | Yazı RSSRSS comment feed 0 Yorumlar

Şub232008

c#nedir?com'dan Büyük Seminer

Yazar: Gökhan ÖZİÇ Yayınlanma Saati: 23:26
Kategori(ler): Bilgisayar Mühendisliği Topluluğu (BMT)

       16 Şubat 2008 tarihinde c#nedir?.com ve Microsoft işbirliğiyle Microsoft'un 2008 Şubat ürünlerinin lansmanlarının yapıldığı seminerimizi Çankaya Üniversitesi kırmızı salonda Bilgisayar Mühendisliği Topluluğu olarak gerçekleştirdik. Seminer cumartesi günü olmasına ve saat sabah 09.00'da başlamasına rağmen katılım oldukça fazlaydı. Ben 370'ten sonrasını sayamadım ama tahminim 400 kadar katılımcı vardı. İnsanların ellerinde not defterleri ya da dizüstü bilgisayarlarıyla geldiğine ve seminer boyu not tuttuklarına bizzat şahit oldum. Seminer tam tamına 8 saat sürdü. Seminerin başlangıcında Sefer Algan (c#nedir?.com editörü) c#3.0 ve onunla gelen yenilikleri anlatan bir sunum yaptı. Daha sonra Oğuz Yağmur (c#nedir?.com editörü) LINQ to SQL ile gelen ve yazılımcının yükünü birhayli azaltan yenilikleri ve kendi deneyimlerini bizlerle paylaştı. Seminere katılanların çoğunluğu yazılım sektöründe çalışan insanlardan oluştuğu için bu konulara ilgi çok büyük oldu. İki sunumda da soru cevap kısmı neredeyse yarımşar saat sürdü. Bu iki sunum bittiğinde seminer, soru cevaplardan ötürü birhayli aksamıştı. Kuru pasta ve çay-kahve ikramı ise katılımcaılara biraz olsun dinlenme imkanı sağladı. Bu sunumları daha sonra Turhal Temizer (c#nedir?com editörü) .NET Framework 3.0 ile gelen WPF (Windows Presentation Foundation) hakkında bir sunumyaptı ve büyük ilgi gördü. Özellikle kendi demo uygulmarını göstermesi katılımcıların beğenisi kazandı. Daha sonra Çiğdem Çavdaroğlu (c#nedir?com editörü) Microsoft'un web uygulamaları için geliştirdiği Silverlight hakkında bilgi verdi. Sonraki sunum Burak Selim Şenyurt (c#nedir?com editörü) tarafından yapıldı. Sunum yine .NET Framework 3.0 ile gelen WWF (Windows Workflow Foundation) ve WCF (Windows Communication Foundation) hakkındaydı. Özellikle WWF büyük ilgi gördü. Son olarak ise İlker Acar (c#nedir?com editörü) Microsoft Visual Studio 2008 ve onunla gelen yenilikler hakkında bir sunum yaptı. Örneklerle seyircilerin kafasında kalan soru işaretlerini gidermeye çalıştı. Seminer sonunda soru cevap kısmına geçildi ve tüm ekip sahneye çıkarak seyircilerin sorularını cevaplandırdılar. Seminer 8 saat sürmesine rağmen gün sonunda seminerimizi 100 kişiyle sonlandırdık.

Etiket(ler): , ,



[KickIt] [Dzone] [Digg] [Reddit] [del.icio.us] [Facebook] [Technorati] [Google] [StumbleUpon]

E-mail | Permalink | Trackback | Yazı RSSRSS comment feed 0 Yorumlar

Şub232008

C Dilinde Main Recursion

Yazar: Gökhan ÖZİÇ Yayınlanma Saati: 16:28
Kategori(ler): C / C++

       Son lab dersimizde bizden main fonksiyonu recursive yapmamız isteniyordu. Kendi yazdığımız main fonksiyonun içinde bir static integer "count" tanımlayıp, bunu da "1"e initialize edecektik. Daha sonra bu değişkeni ekrana bastırıp sonra da postincrement edecektik. Algoritma; #include <stdio.h> int main() {       static int count=1;       printf("%d ", count);       count++;       main();       return 0; } şeklinde oldu. Kodu execute ettiğimde program 1'den başlayarak count'u ekrana basmaya başladı.Ta ki count 12316 değerini alıncaya kadar. 12316 değerine ulaştığında program sonlandı. "Neden 12316?" diye düşünüyordum. Değişkeni integer olarak tanımladığımdan olamazdı çünkü integer'ın son değeri 32767'dir. Aklıma "Acaba RAM'in kapasitesinden dolayı olabilir mi?" sorusu geldi ve bunu anlamak için yazdığım algoritmanın içine 5 tane daha integer değişken tanımladım. Algoritma; #include <stdio.h> int main() {       static int count=1;       int a=0, b=0, c=0, d=0, e=0;       printf("%d ", count);       count++;       main();       return 0; } şeklinde oldu. Kodu execute ettiğimde gördüm ki bu sefer de 9948'e kadar basıp program sonlandı. Haklıydım. Yeni tanımladığım değişkenler RAM'de daha da fazla yer işgal ettiği için bu sefer count 9948'e kadar ekrana basılabilmişti. Kısacası main recursive yaptığınızda belli bir değere kadar RAM'in kapasitesine göre değişkeninizin değeri artırılabiliyor. RAM, değişkenin yeni değerini tutamadığı için ise program sonlanıyor. Buna bir de "stack overflow"'u eklediğinizde algoritmanızın sonlanması kaçınılmaz oluyor.

Etiket(ler): , ,



[KickIt] [Dzone] [Digg] [Reddit] [del.icio.us] [Facebook] [Technorati] [Google] [StumbleUpon]

E-mail | Permalink | Trackback | Yazı RSSRSS comment feed 0 Yorumlar

Şub192008

Çankaya Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Topluluğu (BMT)

Yazar: Gökhan ÖZİÇ Yayınlanma Saati: 01:00
Kategori(ler): Bilgisayar Mühendisliği Topluluğu (BMT)

       Topluluğumuz 2007 yılı Mayıs ayında kuruldu. Topluluğun kuruluş amacı Çankaya Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünde bilgi paylaşımını sağlamak, eksiği olanların eksiğini gidermek ve bölüme yeni başlamış öğrencilerin acemiliklerini minimum düzeye indirerek en kısa zamanda bölüme alışmalarını sağlamak, öğrencilerin birbirlerini rakipleri olarak değil meslektaşları olarak görmelerini sağlamak ve onlara geniş bir vizyon kazandırmaktır. Topluluğa kayıt olmanız için sadece Çankaya Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği'nde okumanız yeterli. Herhangi bir form doldurmanız gerekmiyor. Bu bölümü kazananlar otomatik olarak bizim üyemiz sayılıyorlar. Her sınıf için iki temsilcimiz var ve bu temsilciler hem kendi dönemlerindeki arkadaşlarının isteklerini yönetime bildirmek, hem de bir alt dönemdeki arkadaşlarına yardım etmek zorundalar. Yani 2. sınıf temsilcisi olan kişiler hem 2. sınıfarın BMT'den istekleri için yönetim ile bir köprü konumundalar, hem de 1. sınıflar için birer danışmanlar. Topluluk, özellikle 1. sınıfların bölüme çabuk ısınmaları ve ilk defa görecekleri derslere alışmalarını minimum düzeye indirgemek için çalışıyor. Bunun için de vizeler ve finallerden önce üst sınıflar, konularında artık belli bir yere gelmiş öğrenciler, alt sınıflara takviye dersler veriyorlar. Bu takviye dersler esnasında alt sınıfların çözemediği sorular çözülüyor ve anlıyamadıkları konular da tekrar ediliyor. Aynı takviye dersler, öğrencilerin sınıf sorumlularına istekleri doğrultusunda ara haftalarda da yapılıyor. Topluluğumuz ayrıca birçok seminer de düzenliyor. Topluluk sayfası ve ayrıntılı bilgi için; http://www.cankayabmt.org http://groups.google.com/group/cankayabilgisayarmuhendisligi?lnk=gschg

Etiket(ler): ,



[KickIt] [Dzone] [Digg] [Reddit] [del.icio.us] [Facebook] [Technorati] [Google] [StumbleUpon]

E-mail | Permalink | Trackback | Yazı RSSRSS comment feed 0 Yorumlar