May252008

Tahta ve Derinin Süregelen Uyumu

Yazar: Gökhan ÖZİÇ Yayınlanma Saati: 12:33
Kategori(ler): Müzik

       Lise 2'ye giderken bir tanıdığımız sayesinde metal müzik ile tanıştım. O zamana kadar genelde pop ya da R&B dinleyen biriydim. Ama metal müzik tamamen bambaşka birşey. Çoğu insanın yanlış bilmesine karşın metal müzik, aslında rock müziğin bir dalıdır. Çoğu insan metal müzik denilince bağıran çağıran vokaller, melodinin "m"sinin olmadığı şarkılar ve kabagürültü olarak algılıyor. Tabii ki bunun arkasında metal müziğin aslında ne olduğunu bilmemekten kaynaklanan nedenler var. Bu müziği ilk keşfettiğim yıllarda öyle bir hayranlık beslemeye başladım ki, biran evvel bir müzik aletini çalmayı öğrenip aynı müziği bende yapmak istiyordum. Ama müzik aleti seçmek hiçte dışarıdan göründüğü gibi  kolay bir iş değildir. Siz enstrümanı değil, enstrüman sizi seçmeli. Bunun yolu da denemekten geçiyor.

      Ben de ilk başta herkesin başlayabileceği enstrümanla; gitarla başlamaya karar verdim. Ama elime aldığımda ve egzersiz yapmaya başladığımda bana sönük geliyordu. Dinlerken aldığım tadı gitar çalarken alamıyordum. Sonra fark ettim ki ritim konusunda gayet başarılıyım ve müziği dinlerken genelde kulağım ritme kanalize oluyor. O andan sonra davullar hakkında araştırma yapmaya başladım. İnsanoğlunun icat ettiği ilk müzik aletlerinden olması, sesinin doğallığı ve tahta ve derinin o inanılmaz ahengi beni büyüledi. Bunun üzerine davul çalmayı öğrenmek için ders almaya karar verdim. İnternette tanıştığım hocamdan toplam 20 saat civarı bir eğitim aldım. Ama eğitim dediğim sadece stüdyoya gidip davul başında otururken verilen eğitimdi. Bunun haricinde günde yaklaşık 1-2 saat de ben çalışıyordum. Evde inanılmaz bir davul setim vardı. İki sandalye ve 4 yastık  Bu doğaüstü davul setim ve ellerimde bagetlerle bazen ellerim su toplayıncaya kadar çaldım (Davul çalmaya yeni başlayanlarda bu durum genelde oluyor. Bageti tutmayı bilmediklerinden bagetin salınımı esnasında avuç içinde verilecek olan boşluk verilemiyor ve baget kontrolü zayıfladıkça baget daha sıkı tutuluyor. Bunun sonucunda da eller su topluyor ve nasırlaşıyor.) Hocamdan alabileceğim kadarını aldığımı anlayıp yoluma kendim devam etmeye karar verdim. Birçok amatör grupla çaldım. Daha sonra ise başlangıç ve orta seviyelerdeki davulculara ders verdim. Fakat zamanla "Overuse Sendromu" denilen illet maalesef beni buldu. "Overuse Sendromu" (Aşırı Kullanım Sendromu), en çok sporcu ve müzisyenlerde görülmek üzere vücudun belli bir uzvunun uzun zaman boyunca hep aynı hareketi yapması ve bu uzvun aşırı kullanılması sonucu tendon kılıflarının fıtık yaparak kiste dönüşmesi hastalığıdır. Sağ bileğimde nükseden bu hastalık bileğimin hemen altında tam atar damarın üstünde bir kist oluşmasına neden oldu. Bu kist öyle ağrı yapıyordu ki davul çalmayı bırakın bazen bileğimi hareket ettiremiyordum. Boyutu da azımsanamayacak kadar kötüydü. 2 ay boyunca bileklikle gezdim. Kist inmişti fakat yine de hala oradaydı ve tekrar bileğimi kullandığımda tekrar şişiyordu. Bende davul çalmaya belirsiz bir süreliğine ara vermek zorunda kaldım. Şu anda bileğimdeki o sinir bozucu şişlik giderildi ama halen iyileşmiş değil. Fakat içimdeki davul çalma ve müzik yapma isteği hala ilk günkü gibi yerinde duruyor. Davul çoğu insanın bildiğinin aksine sadece ritim tutulan bir alet değildir. Davul ile farklı olarak melodik ritimler de çalabilirsiniz. Bunun güzel bir örneğini yazının girişine koydum. Favori davulcum Terry Bozzio’nun bir videosu. İzleyin, kulaklarınıza inanamayacaksınız. Bu arada bir hatırlatma. Davul notasyonu olan bir müzik aletidir. 



[KickIt] [Dzone] [Digg] [Reddit] [del.icio.us] [Facebook] [Technorati] [Google] [StumbleUpon]

Etiket(ler): , ,

E-mail | Permalink | Trackback | Yazı RSSRSS comment feed 0 Yorumlar

Yorum ekle


 

  Country flag

biuquote
  • Yorum
  • Canlı önizleme
Loading